İrat şekilde ödenmesine hükmedilen yoksulluk nafakası, belli durumların gerçekleşmesiyle kendiliğinden (ipso iure) veya mahkeme kararıyla sona ermektedir. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın “yeniden evlenmesi” ya da taraflardan birinin “ölümü” hâlinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın “fiilen evliymiş gibi yaşaması”, “yoksulluğunun ortadan kalkması” ya da “haysiyetsiz hayat sürmesi” hâlinde mahkeme kararıyla sona erer ( TMK. m.176/III) . Yoksulluk nafakası; irat şeklinde ödenmesi, kanunda sayılan sınırlı sebeplerin gerçekleşmesi ve nafakanın kaldırılması yönünde talepte bulunulması halinde nafaka ödenmesine son verilir; hâkimin bu noktada bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Nafakanın kaldırılması davasının kabulü halinde mahkeme yoksulluk nafakasını dava tarihinden itibaren kaldırır. Yoksulluk nafakasının sona ermesi durumunda, kişinin tekrar yoksulluğa düşmesi halinde yeniden yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilemez. Kanuni düzenlemeye rağmen, nafakanın belli bir süre ödenmesinin talep edilmesi veya tarafların bu yönde anlaşmaları halinde, taleple bağlılık ilkesi gereği, hâkimin anlaşmayı onaylaması ve onaylanan hükmün kesinleşmesiyle yalnızca bu süre kadar nafaka ödenir. Sürenin sona ermesiyle, yoksulluk nafakası da sona erer.

A) NAFAKANIN KENDİLİĞİNDEN SONA ERMESİ

  1. Taraflardan Birinin Ölümü ile Sona Ermesi

Yoksulluk nafakası, taraflardan birinin ölümü halinde ölüm tarihinden itibaren kendiliğinden sona erer. Nafaka alacağı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, mirasçılara geçmez. Nafaka alacaklısının mirasçıları, nafakanın irat şekilde ödenmesi halinde, ölüm tarihinden sonraki döneme ilişkin nafakanın ödenmesini talep edemezler; ancak ölümden önce birikmiş muaccel nafaka alacaklarını talep edebilirler. Nafakanın toptan ödenmesi halinde nafaka bedeli henüz ödenmemişse mirasçılar nafakanın ödenmesini talep edebilirler.

Nafaka yargılaması devam ederken nafaka alacaklısın ölmesi durumunda, mirasçılar işlemiş olan nafaka alacağını alabilmek için davaya devam edebilirler.

  1. Nafaka Alacaklısının Yeniden Evlenmesi

Yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısı eşin yeniden evlenmesi ile mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer, ayrıca mahkemenin bu yönde bir karar vermesine gerek yoktur. Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesiyle yoksulluktan kurtulmuş veya yoksulluktan kurtulmamış olmakla beraber nafaka yükümlüsünün bu yoksulluğu giderme yükümlülüğü ortadan kalkmış olur. Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi nafakayı sona erdirirken; nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi yoksulluk nafakasını sona erdirmez. Nafaka yükümlüsü yeniden evlenmesi; ancak TMK. m. 176/IV uyarınca indirim sebebi olabilir. Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesiyle nafaka borcunu kendiliğinde sona ermesine rağmen, nafaka yükümlüsünün aleyhine icra takibi başlatması halinde nafaka yükümlüsü şikâyet yoluna başvurarak takibin kaldırılmasını sağlayabilir.

B) YOKSULLUK NAFAKASININ MAHKEME KARARI İLE SONA ERMESİ

  1. Fiili Birliktelik

Yoksulluk nafakasının kesilmemesi amacıyla, nafaka alacaklılarının resmi olarak evlenmeyip, fiilen evliymiş gibi yaşadıkları görülmektedir. Kanun koyucu, bu durumu dikkate alarak evlenme akdi yapmaksızın, kişilerin fiilen evliymiş gibi yaşaması durumunda, nafaka yükümlüsünün talebi halinde mahkeme kararıyla nafaka yükümlülüğünün kaldırılacağını düzenlemiştir (TMK. m.176/III). Nafaka alacaklısının, başka biriyle oturacakları ev satın alması, kiralaması, evlilik yüzüğü takması, başka bir erkekle birlikte olması ve çocuğun babası tarafından resmi şekilde tanınması gibi hallerde fiilen evliymiş gibi yaşadıkları kabul edilir.

  1. Yoksulluk Nafakası Alacaklısının Yoksulluğunun Ortadan Kalkması

Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için aranan şartlardan biri, boşanma yüzünden bir tarafın yoksulluğa düşecek olmasıdır. Söz konusu şartın ortadan kalkması, bir diğer deyişle yoksulluğun ortadan kalması halinde, nafaka yükümlüsünün talep etmesi halinde mahkeme nafakayı sona erdirir. Yoksulluğun ortadan kalması önemli olup, yoksulluğu ortadan kaldıran gelirin kaynağı önemli değildir. Yoksulluk nafakası alacaklısı olan eşin işe girmesi, sosyal güvenlik kuruluşlarınca kendisine aylık bağlanması, miras ile kendisine mal intikal etmesi gibi yoksulluğunu sona erdirecek mali olayların yaşanması halinde, nafakanın kaldırılması talep edilebilir. Yargıtay, nafaka alacaklısının işe girmesini salt olarak nafaka yükümlülüğünün sona ereceği şekilde değerlendirmemektedir. Yargıtay bir kararında, nafaka alacaklısının çalışması halinde işin devamlı olup olmadığına dikkat çekerek her an sonlandırılabilecek bir işin, sabit ve güvenceli olmaması sebebiyle nafakanın kaldırılması talebinin reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

  1. Yoksulluk Nafakası Alacaklısının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi

Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi halinde nafaka mahkeme kararıyla kaldırılır; karar verilebilmesi için haysiyetiz olarak ifade edilen hayatın belli bir süre devam etmesi aranmaktadır. Haysiyetsiz hayat sürme, kişinin toplum anlayışına göre namus, şeref ve haysiyetle bağdaşmayan şekilde yaşamasıdır. Genelev işletmek, kadın ticareti yapmak, kişilerin evlilik dışı ilişkilerine aracılık etmek, teşhircilik, uyuşturucu ticareti yapmak, içki düşkünlüğü (ayyaşlık), kumarbazlık, uyuşturucu madde bağımlısı olma, cinsi sapkınlık (anormal cinsel ilişki alışkanlığı), aldığı nafakayla yaşantısını devam ettirebileceği halde dilenmesi gibi haller haysiyetsiz hayat sürmeye örnek gösterilebilir.

*** YİĞİT Elif, “Yoksulluk Nafakası”, SÜAMYOD., C. 5, S. 1, 2022, s. 1-37.

#

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir